çal mağarası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çal mağarası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2015 Pazar

Trabzon Çal Mağarası

Yer altındaki saklı cennet: Çal Mağarası

Dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak kabul edilen trabzon çal mağarası rahat bir hava hareketi bulunduğu için astım ve sinüzit rahatsızlığı olanlara iyi geldiği belirtilen Çal Mağarası, içindeki sarkıt ve dikitlerden oluşan muhteşem doğal şekilleri, deresi, şelaleleri ve göletleri ile adeta yer altındaki saklı cennet...

Trabzon'daki Çal Mağarası, içindeki  sarkıt ve dikitlerden oluşan muhteşem doğal şekilleri, zaman zaman 1,5 metre  derinliğe ulaşan deresi, şelaleleri ve göletleri ile her mevsim turistlerin  ilgisini çekiyor. 
Düzköy ilçesinin Çal beldesinde, deniz seviyesinden 1050 metre  yükseklikte bulunan, dışındaki doğal güzelliklerinin yanı sıra içindeki sarkıt ve  dikitleri ile göz kamaştıran Çal Mağarası, İl Özel İdaresi'nce ahşap yürüyüş yolu  ve ışıklandırma yapılarak 2003'te ziyarete açıldı. 
Üzerinde tarihi kale bulunan, içinden dere akan ve dünyanın en uzun  ikinci mağarası olarak kabul edilen mağara, adeta ziyaretçileri büyülüyor. Giriş  kısmı oldukça geniş, içeride bu genişlik zaman zaman değişen mağara, girişinden  200 metre sonra iki kola ayrılıyor. Sola ayrılan ve yaklaşık 150 metre olan bir  kolun sonundaki odada, kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime  çukuru olarak bilinen dolinden gelen suyun aktığı baca dikkati çekiyor. 
Mağaranın yaklaşık 400 metrelik yürüyüş yolu olan sağ kolunun 60'ıncı  metresindeki göl ve Çağlayanise muhteşem güzellik sunuyor. Dış atmosfere  dolinlerle olan irtibatı sebebiyle rahat bir hava hareketi bulunan ve astım ile  sinüzit rahatsızlığına iyi geldiği belirtilen mağaranın içerisinden geçen derenin  debisi ise mevsimsel olarak değişiyor. Yağışlı mevsimlerde mağaranın içindeki  suyun derinliği 1,5 metreye yükselirken, yaz aylarında su seviyesi 25  santimetreye kadar düşüyor. 
Kireç taşları içindeki çatlak ile halen gözle net şekilde görülebilen  faya bağlı olarak gelişen ve 8 milyon yılda oluştuğu tahmin edilen Çal  Mağarası'nın, bugünkü şekline iki aşamada ulaştığı belirtiliyor. Birinci aşamada  yüzeyden sızan suların kireç taşını çözerek kırıkları genişletip bir yer altı su  kanalı oluşmasını sağladığı kaydediliyor. 
İkinci aşamada ise bölgesel yükselmeye bağlı olarak mağara gelişimini  sağlayan su akımının azaldığı ve mağaranın gelişiminin durduğu ifade ediliyor. Bu  dönemde başlangıçta daha yukarı kotlardaki düdenlerle bağlantılı olan su  kanallarından sızan suların yer yer sarkıt ve dikitleri oluşturmaya başladığı  bildiriliyor. 
Yıl boyunca ziyarete açık tutulan ancak özellikle yazın 4 aylık sürede  20 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği mağaranın yaklaşık 1 kilometrelik  bölümü gezilebiliyor. Şu ana kadar 8 kilometre uzunluğuna kadar ulaşılabilen  ancak birçok kısmı halen tam olarak keşfedilemeyen mağarayı, konaklama sorununun  çözümü, mağara içindeki yürüyüş yolunun uzatılması ve ışıklandırmanın  geliştirilmesiyle yılda 50 bin turistin gezmesi hedefleniyor. 


Her yönüyle turizme elverişli 
İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız AA muhabirine yaptığı  açıklamada, her yönüyle turizme elverişli ortamı olan Çal Mağarası'nın da doğal  güzellikleri ve zenginlikleri açısından turizme ayrı bir güzellik kattığını  söyledi. 
Mağaradaki ahşap yürüyüş yolunda mağaradaki derenin debisinin  yükselmesi sebebiyle tahribat yaşandığını dile getiren Kansız, "Bu sıkıntıyı  gidermek için İl Özel İdaresince yürüyüş yolunda tamirata başlandı. Tamirat  sonrası bu yılki turizm sezonunda mağara daha güvenilir ve anlamlı şekilde  turizmin hizmetine sunulacak. Çal, doğal oluşumla ortaya çıkmış bir mağara. Çal  Mağarası'ndaki temiz havanın astım hastalığına iyi geldiği, nefes sıkıntısı çeken  hastalarımızı da iyileştirdiği söyleniyor. Bu konuda bilimsel kanıtlar da var" dedi. 
Kansız, mağara etrafının doğal güzelliğinin yanı sıra içinde sarkıt ve  dikitleri, deresi ve gölleri ile orijinal ve doğal bir güzelliğe sahip olduğunu  ifade etti.